BELEDİYELERİN KABAHATLER KANUNU UYARINCA VERDİĞİ CEZALAR Ermumcu Avukatlık Bürosu İzmir Avukat
BELEDİYELERİN KABAHATLER KANUNU UYARINCA VERDİĞİ CEZALAR Ermumcu Avukatlık Bürosu İzmir Avukat
(2) 5 inci madde uyarınca disiplin amirince düzenlenecek ve yetkili savcılığa gönderilecek adli soruşturma dosyası üzerine uyuşturucu veya uyuşturucu olarak kabul edilen diğer uyarıcı madde kullanımının tespitine yönelik rapor, yetkili savcılıktan istenir ve disiplin kurulu dosyasına konulur. (2) Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıkları teşkilatında kurulan disiplin kurullarının kararlarına karşı yapılan itirazı, Milli Savunma Bakanlığı teşkilatında kurulan disiplin kurulu inceler. Millî Savunma Bakanlığı teşkilatında kurulan disiplin kurulunun kararlarına karşı yapılan itirazı, hükme katılanlardan daha kıdemli olan başkan ve üyelerden kurulan yeni bir kurul inceler. Ancak, uygun nitelikte başkan ve üye bulunmazsa, en yüksek komuta makamından itibaren sıra ile aşağı derecedeki komuta mevkilerinde bulunan subaylar başkan ve üye olarak görevlendirilir. (5) Disiplin kuruluna sevk edilen personel; tahkikatın gizliliğini, üçüncü şahıs ve makamların özel bilgileri ile şeref, haysiyet ve güvenliğini, gizli ve özel nitelikteki bilgileri korumaya yönelik olanların dışındaki soruşturma evrakının tamamını inceleme, tanık dinletme ve disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak savunma yapma hakkına sahiptir\. Heyecan verici pin up Mostbet türkiye giriş oyunlarında oyna ve gerçek paralar kazan Mostbet güncel giriş\. (1) Disiplin kuruluna sevk edilmesi gereken disiplinsizliklere ilişkin disiplin soruşturma evrakı, disiplin amiri kanaat raporu da eklenerek yetkili disiplin kurulunun bulunduğu yerdeki disiplin subaylığına, disiplinsizliğin öğrenilmesinden itibaren en geç otuz gün içinde gönderilir. (3) Görevden uzaklaştırma tedbiri; süresi sonunda başka bir işleme gerek kalmadan ortadan kalkacağı gibi, gerek görülmesi veya görevden uzaklaştırmaya neden olan fiilin herhangi bir suç veya disiplinsizlik teşkil etmediğinin anlaşılması hâlinde kararı veren disiplin amiri tarafından sürenin tamamlanmasından önce de kaldırılabilir. Bu süre içinde ilgili personelin asker kişi sıfatı devam eder, ancak emir veremez. Ancak UCM’nin bu kararı Dov Jacobs, Claus Kress, Ben Batros ve Dapo Akande gibi birçok önde gelen uluslararası hukukçu tarafından ağır ve haklı şekilde eleştirilmiştir.[3] Öncelikle böyle bir yerleşik teamül kuralından biçimde bahsetmek mümkün değildir. Dahası bir kimsenin UCM önünde bağışıklık kartını ileri sürememesi ile, egemen eşit bir devletin başka bir devletin başkanının tutuklaması bakımından bağışıklık iki ayrı meseledir. UCM ilgili kararında iki unsuru birbirine karıştırmıştır.
Maddede, Askeri mahiyetteki hizmetlerin zorla çalıştırma yasağını ihlal etmeyeceği belirtilmiş, kişi güvenliği ve özgürlüğünü düzenleyen 5. AİHS’nin Anayasa’ya aykırı olduğunun iddia edilememesi, normlar hiyerarşisindeki yeri konusunda farklı fikirlerin savunulmasına yol açmıştır[465]. Anayasanın sözünden hareket eden ve konuya genel olarak uluslararası andlaşmalar açısından bakan bazı yazarlara[466] göre, uluslararası andlaşmalar kanun düzeyinde olduğundan, andlaşma ile kanun hükümlerinin çatışması halinde, sonraki norm uygulanır. Ek protokolün 3.maddesinde hiç kimsenin tek başına ya da toplu olarak uyruğu bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilemeyeceği ayrıca uyruğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmiş, bu şekilde vatandaşların sınır dışı edilme yasağı düzenlenmiştir. Maddesinde ise yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmesi yasağı belirtilmiştir. Sözleşme, kişisel ve siyasal hakları düzenlemenin yanı sıra, Sözleşmeci Devletler tarafından üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak için bir mekanizma kurmuştur. Sözleşme’nin ilk halinde bir Sözleşmeci Devlet aleyhine şikayet, ya diğer Sözleşmeci Devletler tarafından veya bireysel başvurucular (bireyler, birey toplulukları veya hükümet dışı örgütler) tarafından yapılabilirdi. Ancak bireysel başvuru hakkının tanınması ihtiyari idi; bu nedenle, sadece bireysel başvuru hakkını tanımış Devletler aleyhine bu hak kullanılabilirdi. Protokol, bu hakkın tanınmasını zorunlu hale getirmiştir. Milli Savunma Bakanı, soruşturma yapmaya memur edilen askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler, elde edilen sonuca göre hazırlık soruşturması yapılması için izin verilmesine veya disiplin cezası tâyinine, yahut kovuşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir.
İdari para cezasının ödeme süresi içinde ödenmesi halinde, cezadan %25 oranında indirim yapılır. İdari Para Cezası Komisyonları ilgilinin itiraz talebinin reddine karar verirse, ancak bu durumda kurumca tesis edilen para cezasının iptali için idare mahkemesinde dava açılabilir. Öte yandan, Temyiz Divanı kararı onaylarken gerekçeyi farklılaştırmış ve uluslararası mahkemeler önünde bağışıklık iddiasının uluslararası teamül hukuku bağlamında ileri sürülemeyeceğini iddia etmiştir. Bu gerekçe Uluslararası Adalet Divanının 2002 tarihli Tutuklama Emri (Arrest Warrant) kararının 61. Paragrafına da atıfta bulunarak, Divan’ın ‘bağışıklıkların bazı yetkili uluslararası ceza mahkemeleri önünde uygulanmayabileceğine’ dair görüşüne yer vermiştir. Madde 74- Her sandığın, dernek yönetim kurulunca hazırlanıp genel kurulca kabul edilen bir sandık yönergesi bulunur. Bu yönetmelikte aşağıdaki hususların belirtilmesi zorunludur. Sürenin dolmasını müteakip faaliyetten men edilen lokalin tekrar açılmasında da açılış tarihi ve saati yazılarak, açma ve teslim tutanağı, dernek yönetim kurulu başkanı veya görevlendirilecek yönetim kurulu üyesi ile lokal müdürü tarafından imzalanır. Madde 62- Alkollü içki kullanılmasına izin verilen lokallerde 18 yaşından küçükler çalıştırılamaz. Lokallerde çalışanlar için dernek yönetim kurulu başkanının imzasını taşıyan bir kimlik belgesi düzenlenir. Çalışanlar lokalde bulundukları sürece bu kimliği ilk bakışta görülebilecek şekilde üzerlerinde taşımak zorundadırlar.
Belirlenen izleyici temsilcisi uygun vasıtalarla kamuoyuna duyurulur ve Üst Kurula bildirilir. (2) Medya hizmet sağlayıcılar, test yayını yaptıkları süre de dâhil olmak üzere, yayın süreleri boyunca tek bir logo ve çağrı işareti kullanmakla yükümlüdür. Televizyon yayın hizmeti sağlayıcı kuruluşların, reklam yayını esnasında logolarını değiştirmek suretiyle kullanmaları ve blok grafiğinin temel karakteristiğini bozmamaları esastır. (4) Hâkim tarafından düzeltme ve cevabın yayınlanmasına karar verilmesi hâlinde, birinci fıkradaki yedi günlük süre, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten; itiraz edilmişse asliye ceza mahkemesi kararının tebliği tarihinden itibaren başlar. (5) Program desteklemesinin, medya hizmet sağlayıcının editoryal bağımsızlığını ve sorumluluğunu etkilemesine izin verilmez. Programın başında, program içindeki reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta ve programın sonunda program desteklemesi yapıldığı belirtilirken, programı destekleyenin ürün veya hizmetlerinin kiralanması veya satın alınması doğrudan teşvik edilemez ve ürün veya hizmetlere aşırı vurgu yapılamaz. (4) İkinci fıkrada belirtilen süreden bağımsız olarak, sesli ve görüntülü bir uyarı ile açıkça belirtilerek, kesintisiz en az onbeş dakika süreyle tele-alışveriş yayını yapılabilir. Bu yayının süresi bir gün içinde toplam bir saati aşamaz. (3) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca alınacak kararlar aleyhine açılacak iptal davaları doğrudan Danıştayda açılır.
- Maddesinde ise cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı düzenlenmiştir.
- (1) Disiplinsizliği tespit edilen personele disiplin amiri tarafından bu Kanundaki esaslara uygun olarak disiplin cezası verilir.
- Benzersiz Ürünler içeren Gönderiler için Gelişmiş Sorumluluk Sigortası veya Sigorta geçerli değildir.
– Disiplin mahkemesince verilen cezanın infazını ertelemek (477 SK m.38) olarak sayabiliriz. Kural olarak disiplin subayının askeri hâkim sınıfından bir subay olması gerekir. Ancak bulunmaması durumunda bu görev normal subaylar tarafından yürütülür. Statü, nitelik ve yetkileri farklı olduğundan ayrı ayrı incelemek uygun olacaktır. Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve hizmet dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar (657 SK m.8/1). Çünkü Devlet memurları, resmi sıfatları nedeni ile Devleti temsil etmektedirler. Bu suçta korunmak istenen hukuki yarar, memuriyet sıfatının itibar, güven ve saygınlığıdır[225].
Uygulamada genelde Milli Savunma Bakanlığı birinci cevap dilekçesinin ekinde, söz konusu 52. Madde kapsamında değerlendirilmek üzere, “gizli” kaydıyla bir takım belgeleri Mahkemeye sunmaktadır. İdare sunduğu bu “gizli” belgelere göre yaptığı işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürmekte ve bu belgelere dayanılarak davanın reddedilmesini istemektedir. Mahkeme de, bu belgeleri davacıya tebliğ etmeden, davacıdan idarenin cevabına cevap vermesini istemektedir. Doğaldır ki davacı bu gizli belge ve bilgileri incelemeden, idarenin iddialarının delillerini görmeden, idarenin cevabına cevap veremez. Burada davacı, idarenin sunduğu delilleri tartışma ve çürütme imkanına sahip değildir. Dolayısıyla hakkaniyete uygun yargılamanın diğer bir şartı olan “çelişiklik ilkesi” de ihlal edilmektedir. Böyle bir durumda, davacının yargılama sürecine gerçek anlamda katılımı söz konusu değildir. Kanaatimizce AYİM’nin objektif tarafsızlığı tartışılır durumdadır. Maddesi; “Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin teşkilatı Milli Savunma Bakanlığı kuruluş ve kadrolarında gösterilir.” şeklindedir. Her ne kadar MSB Müsteşarı AYİM üyelerine sicil verememekte, disiplin yaptırımı uygulayamamakta ise de idari ve mali konularda yetkileri bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin kalem personelini bir günde tayin edip mahkemeyi işlemez hale getirebilir.
Kavâid-i külliyye aslında Batı hukuk sistemlerinde de bulunan ve “maxim” olarak tabir edilen genel prensipler misali İslam hukukuna dair umumi kaidelerdir. Kavâid-i külliyye’nin hukuki meselelerin kavranmasında çok faydalı olduğu ve bu kaideleri zapt edip kavrayan bir kimsenin muâmelât, harekâtını mümkün olduğu kadar İslam hukukuna uygun hale getirebileceği bizzat Mecelle’nin mazbatasında ifade edilmiştir. Dersin sonunda öğrenci muhtelif hekim suçları hakkında bilgi sahibi olacak ve hasta haklarını öğrenmiş olacaktır. Ders, bilimsel bir disiplin olarak sosyolojinin tanımı, araştırma yöntemleri, alanda baskın olan kuramsal yaklaşımlar; kültür, sosyal yapı, sosyalleşme, bürokrasi, toplumsal kontrol, sapma, toplumsal değişim ve toplumsal tabakalaşma gibi giriş düzeyindeki temel kavram ve konuları kapsamaktadır. Temel hedef, hukuk fakültesi öğrencilerine hukuk kavramını toplumsal bağlamı içinde değerlendirebilecek temel sosyoloji bilgisini kazandırmaktır. Öğrenciler, alanda daha sonra yapacakları çalışmalara hazırlık mahiyetinde temel sosyolojik kavramlar ve araştırma yöntemleri ile tanıştırılacaktır. Deniz Hukuku dersi kapsamında deniz alanlarının hukuki rejimi, sınırlandırılması, 1958 Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmeleri ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde yer alan hükümler çerçevesinde değerlendirilecek ve Türkiye’nin durumu Türk deniz hukuku mevzuatı ile birlikte ele alınacaktır. Umumi hukuk tarihi dersinde milli hukukun dışına çıkılarak esas itibarıyla günümüzdeki hukuk kurallarını ve müesseselerini daha iyi anlayabilmek, hukuk kurallarının tarihi gelişimini inceleyerek öğrencilerde eleştiri bilincini geliştirmek, bu çerçevede öğrencilerin edindikleri bilgilerin esaslı ve kalıcı olmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Bu dersin sonunda hukuki kavram ve kurumların nasıl geliştiği, hangi sosyal, ekonomik ve siyasi ihtiyaçlarla değiştiği izlenebilecek, toplum bünyesinde hâkim olan hukuki kuralların ve müesseselerin zamanın ihtiyaçlarına uygun olup olmadığı değerlendirilebilecektir. Bu ders, İngilizce’nin temel yapılarının öğretildiği dilbilgisi ve kelimelerin öğretildiği konular kapsamında iki bölümde işlenmektedir.
Maddesinde düzenlenen bu fiil, kabahat nevinden düzenlenmiş olsa da yaptırımlarının türü ve şekli itibariyle idari cezadan ziyade adli ceza görünümünü muhafaza etmektedir. Anılan madde ile, umumun faydalandığı mekanlarda halkı rahatsız edecek faaliyetler cezalandırılmıştır. Ancak bu cezalandırma mutlak olmayıp, “idarenin açık ve yazılı izni olmamasına” bağlıdır. Aslında Kabahatler Kanunu belediyelerin cezalandırma yetkisinde bir değişiklik yapmış değildir. Önceden varolan ceza türlerine yeni fiil ve cezalar eklenmiştir. Kabahatler Kanunu ile getirilen değişiklik ve yenilik, belediyenin cezalandırma yetkisinden ziyade tüm idari yaptırımlar yönünden genel bir usul yasası niteliği taşımasıdır. Bununla belediyelerin cezalandırma yetkilerini kullanırken artık uymaları gereken standart bir usul meydana gelmiştir.